19 Mart 2024
Betül Pınarbaşı
Giriş
AB Emisyon Ticaret Sistemi, başlangıçta sera gazı emisyonlarıyla mücadele etmek amacıyla 2005 yılında kısıtlı sektör alanları ile başlamış olup, zaman içerisinde genişleme sürecinden geçmiştir. Başlangıçta enerji tüketimi yoğun sektörlere odaklanan Sistem, yapılan müzakereler ve anlaşmalar ile kapsamını deniz taşımacılığını da içerecek şekilde genişletmiştir. Bu kapsam genişliği, 16 Mayıs 2023 tarihinde Resmi Avrupa Birliği Gazetesi'nde yayımlanarak resmen kabul edilmiştir.
Deniz Taşımacılığında Genişleme
2024'ten itibaren AB Emisyon Ticaret Sistemi, Avrupa Ekonomik Alanı (AEA) içindeki deniz taşımacılığı faaliyetlerini kapsayacak gemilerin CO2 salımı için izlemelerini, raporlamalarını ve izinlerini teslim etmelerini zorunlu kılmıştır.
Güncellenen uygulama ile, AB Emisyon Ticaret Sistemi 5.000 groston ve üzerindeki gemilerin kargo türüne bakılmaksızın karbon fiyatlandırma yaklaşımı kabul edilmiştir.
Uygulama ve Muafiyetler
Uygulamanın beraberinde getirdiği bu yükümlülükler, bayrakları veya bağlı oldukları yargı bölgelerine bakılmaksızın AB limanlarına uğrayan 5.000 groston ve üzeri her türlü ticari gemiyi; yolcu (bazı feribotlar için muafiyetler bulunmaktadır) ve kargo gemisi olarak ayırmadan kapsamaktadır. Muafiyetler, offshore ve belirli buz sınıfı gemiler için belirlenmiş olup, potansiyel gelecekteki genişlemeleri içermektedir. Özel muafiyetler, askeri ve ticari olmayan devlet gemileri, mekanik olmayan gemiler, ilkel yapıdaki ahşap gemiler ve balıkçı tekneleri gibi belirli gemi tipleri için geçer olmaktadır. Ayrıca, küçük adalardaki belirli yolcu ve ro-pax gemileri için 2030'a kadar geçici muafiyetler bulunmaktadır. Aynı zamanda 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren, ETS düzenlemeleri azot oksit ve metan emisyonlarını da içerecek şekilde genişletilecektir.
AB Emisyon Ticaret Sistemi AB ve AB dışındaki limanlar arasında sefer yapan gemilere yönelik bir karbon fiyatlandırma yaklaşımını tanıtmaktadır. Bu yaklaşım ile örneğin AB limanları içindeki emisyonların tamamı ve AB ve AB dışındaki limanlar arasındaki seferler için %50 gibi senaryolara bağlı olarak değişen emisyon taahhütlerini kapsamaktadır. Belirli AB limanlarına olan bazı duraklamalar, yakıt ikmali, kumanya tedariği veya mürettebat değişimi gibi durumlar muaf tutulmuştur. Bir liman operasyonun muafiyet kapsamına girip girmediğinin belirlenmesi, muafiyetlerin göz önüne alarak detaylıca değerlendirilmelidir.
Denizcilik Şirketinin Tanımlanması
AB ETS uyumunda en çok dikkat edilmesi gereken terimlerden birisi "Denizcilik Şirketi"dir. Bu terim, AB ETS uyumu için sorumlu işletmeyi belirtir. Bir geminin işletilmesi ve Gemilerin Emniyet Yönetimi ve Çevre Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Emniyet Yönetimi Kodu'na uyum konusunda sorumlu armatör şirket, çıplak gemi kirlayan (bareboat charterer) veya gemi işletmecisi kuruluşlarından birini ifade etmektedir. Tanım yalnızca bu üç taraf ile sınırlıdır. Denizcilik Şirketinin tanımı bir çok belirsizliği doğursa da tespiti oldukça önemlidir. Şöyle ki; Denizcilik Şirketinin tespiti ile Yetkili Makam yani uyumla iligli hesap verilecek olan üye devlet tespit edilecektir.
Teknik İşletmeciler "Denizcilik Şirketi" olarak nasıl kabul edilir?
Birincil sorumluluk gemi sahiplerinde gibi görünse de, “Uyum Belgesi” (DoC)’nin mevcudiyeti denkleme başka bir değişken eklemektedir. Bu durum ISM işletmecileri fiili olarak "denizcilik şirketi" olarak kabul edilebilir mi?” tartışmasını doğurmaktadır. Bu tartışma, teknik işletmecilerin operasyonel direktifler sağlama rolleri nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Şayet ISM manager Gemilerin Emniyet Yönetimi ve Çevre Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Emniyet Yönetimi Kodu uyumu sağlayan kuruluş olarak belirlenmiş ise bu noktada sorumlu kişi olabileceği kabul edilir. Charter zincirlerinin karmaşıklığı ve yönetimin başkasına devredilmesi gibi durumlar, uyumluluk sorumluluğunun belirlenmesini daha da karmaşık hale getirmektedir, bu da her durumu ayrı ayrı ele alarak somut olay üzerinden uyumluluk belirleme ihtiyacını doğurmaktadır. Teknik işletmeciler için uyum sorumluluğundaki potansiyel yükü hafifletmek amacıyla BIMCO, geliştirilmiş SHIPMAN 2024 hazırlıklarına başlayarak proaktif adımlar atmıştır. Bu güncellenmiş versiyon, Emission Trading Scheme Allowances (ETSA) Maddesi'ni içerecek ve bu endişeleri açıklamayı ve yönetmeyi amaçlayacaktır.
Charter Zincirlerinde Uyum Yükünün Paylaşılması
Her ne kadar tek sorumlu kişi Denizcilik Şirketi terimi altında tanımlanmış olsa da ve gemi kiralayanlar bu tanımın altında yer almasa da uyum sorumluluğu, geminin rotası ve hızıyla ilgili operasyonel kararlar alan ve esas karbon salınımına etkide bulunan taraflar arasında paylaşılabilir. Daha basit bir ifadeyle, "kirlenen öder" prensibi geçerlidir. Bu nedenle Denizcilik Şirketi, geminin sera gazı emisyonlarını etkileyen kararların doğrudan sorumlusu olan taraftan tazminat talep etmeye yetkilidir.
Zaman çarteri söz konusuysa, emisyon verileri, geminin emisyonları üzerindeki ortak etkilerini yansıttığı için Denizcilik Şirketi ile işbirliği önemlidir. AB İzinleri'nin (EUAs) düzenlenmesi stratejik ve ticari bir iştir. Denizcilik Şirketi, EUAs'ın maliyetini alarak izinleri kiralayana transfer edebilecektir. Sefer kiralama durumlarında, emisyonların sefer öncesi tahmin edilmesi zor olduğundan, hesaplamalar seferin sonunda gerçekleşecektir.
Denizcilik Şirketinin Sorumlulukları
AB ETS'ye uymaktan sorumlu olan kuruluş "Denizcilik Şirketi" olarak tanımlanmıştır. AB ETS kapsamına giren Denizcilik Şirketleri, yıllık emisyonları izlemek ve raporlamak için onaylanmış bir izleme planı geliştirmekle yükümlüdür. Bir yılın emisyon verileri, en geç takip eden yılın 31 Mart'ına kadar (idare yetkilisi tarafından istenildiği takdirde 28 Şubat'a kadar) akredite edilmiş bir doğrulayıcı tarafından doğrulanmalıdır.
Ayrıca, 2018'den bu yana, denizcilik şirketleri İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV) Yönetmeliği kapsamında yükümlülüklere tabi tutulmuştur.
Bununla birlikte, Denizcilik Şirketi, 2024'te bildirilen emisyonlarına göre eylül 2025'ten itibaren yetkili makama gerekli AB İzinlerini sunmakla yükümlüdür. İzinlerle kapsanması gereken emisyonların payı her yıl kademeli olarak artmaktadır:
2025: 2024'te bildirilen emisyonların %40'ı emisyon izinleriyle kapsanmalıdır
2026: 2025'te bildirilen emisyonların %70'i
2027 ve sonrası: Bildirilen emisyonların %100'ü
Yetkili Makamın Tanımlanması
Denizcilik Şirketleri, tescil yerine bağlı olarak belirlenen bir yetkili otoritesine tescil yaptırmak zorundadır. AB’de tescilli şirketler için, yetkili otorite üye devletidir. AB dışındaki şirketler için, son dört izleme yılı içinde en fazla liman uğrak yapılan üye devlet veya AB ticareti gerçekleşmemişse ilk üye devleti uğrak liman olarak belirlenmektedir. 30 Ocak 2024 tarihinde Avrupa Birliğinin Resmi Gazetersinde yayınlanan Komisyon Uygulama Kararı (Ab) 2024/411 “Avrupa Parlamentosu ve Konseyin 2003/87/EC sayılı Direktifi uyarınca bir denizcilik şirketi ile ilgili yetkili makamı belirten denizcilik şirketleri listesi” yayınlanmıştır. Bu listede bulunan 2.245 Denizcilik Şirketinin Yetkili Makamı artık belirlenmiş olup bu Yetkili Makama yayın tarihinden itibaren 40 iş günü içerisinde (26 Mart) başvurarak kendilerine AB izinlerinin tutulacağı bir hesap yani M(OHA) açma talebinde bulunması gerekmektedir. Akabinde Yetkili Makamın bu başvuruyu 40 iş günü içerisinde değerlendirerek bir M(OHA) açıp açmayacağına karar vermek zorundadır.
Listede olmayan Denizcilik Şirketler içinse Avrupada yapacağı ilk uğrak limandan 65 iş günü içerisinde üye devlete başvurarak kendilerine AB izinlerinin tutulacağı M(OHA) açma talebinde bulunması gerekmektedir. Akabinde Yetkili Makamın bu başvuruyu 40 iş günü içerisinde değerlendirerek bir M(OHA) açıp açmayacağına karar vermek zorundadır.
Her ne kadar İzinler için süre 2025 Eylül ayında başlayacak olsa da İzinlerin koyulacağı hesapların açılması için süre başlamış bulunuyor.
AB Karbon Ticaret Sistemi (EU ETS) ve Alım-Satım Dinamikleri
AB ETS'nin özüne inmek gerekirse, yılda bir belirlenen emisyon kotasının alınan İzinlere (EUA) dönüştürülmesiyle finansal boyutta netleştirilmektedir. Bu izinlerin elde edilmesi, üye devletlerin açmış olduğu ihallere sorumlu şirketlerin direkt katılım yoluyla, aracı bir işletmeden tahsis ederek veya ICE gibi endeksler aracılığıyla gerçekleşecektir. İzinlerin ne şekilde edinileceği hususu ticari bir karardır.
ETS İzinleri satın almak için şirketlerin bir Ticaret Hesabı veya Denizcilik İşletmecisi Hesabı açmaları gerekmektedir.
Uyum İhlali İçin Cezalar
AB ETS yükümlülüklerini yerine getiremeyen Denizcilik Şirketleri, emisyon azaltımını teşvik etmek amacıyla tasarlanmış finansal yükümlülüklerle karşılaşmaktadırlar.
-
Para Cezası: EUA zamanında teslim etmeme CO2 dengi ton başına 100 Euro para cezası olarak kararlaştırılmıştır.
-
Sınır Dışı Etme Kararı ve Potansiyel Tutuklama: Sınır dışı etme kararı, ETS’ye uyum göstermeyen Denizcilik Şirketi'nin kontrolündeki gemilerin AB üye devletlerine girişini yasaklayan etkili bir önlemdir. Bu sert önlem, gemilerin bayrak devletinin limanlarında tutuklanması ile sonuçlanabilir. Bu sonuçların ciddiyeti, AB'nin emisyon düzenlemelerini uygulama konusundaki kararlılığını vurgulamaktadır.
-
Geminin satışında potasiyel sorunlara sebep olabilir ve banklardan kredi alınmasında güçlükler yaratır.
-
İtibar Zedelenmesi ve İfşa: Uyum sağlayamamak sadece finansal ve operasyonel sonuçlarla sınırlı değildir; aynı zamanda bu gibi bir uyumsuzluğun yayılması itibarı da zedelemektedir. AB ETS yükümlülüklerini yerine getiremeyen şirketler, itibarlarını riske atarak kamuya ifşa edilebileceklerdir. Kurumsal sorumluluğun artan bir şekilde denetlendiği bu dönemde, lekelenmiş bir itibarın sektör genelinde yankı bulması şirketin ticari ilişkilerine de yansıyabilecektir.
-
Kardeş Gemiler: AB ETS'nin şirketin tamamı kapsamındaki uygulaması, özellikle teknik işletmecilerin "Denizcilik Şirketi" olarak kabul edildiği durumlarda kardeş gemiler için riskler doğurmaktadır.
Kaçınma Stratejileri
AB ETS ile gelen ağır yükümlülüklerden kaçınmak için, AB dışı limanları uğrak yapma ve transshipment faaliyetlerinin değerlendirilmesi gibi potansiyel stratejiler öngörülebilmektedir. Bu duruma tepki olarak AB, uygulamanın bir AB üye devletinin limanından 300 deniz mili sınırına kadar kapsayıcılığı önermektedir. Bu önlem, uygulamadan kaçmaya çalışanları caydırmayı amaçlayarak AB ETS'nin çevresel bütünlüğünü korumayı hedeflemektedir.
Sonuç
AB ETS düzenlemelerinin denizcilik sektörünü kapsaması karmaşıklıkları ve belirsizlikleri beraberinde getirse de, aynı zamanda sektörde ilgili uygulamaların zorunluluğunu vurgulamaktadır. Genel hatları ile; sorumlu kişileri, ilgili idareleri, yükümlülükleri ve uyum prosedürlerini ele alarak, bu makale bu değişen manzara içinde netlik sağlamayı amaçlamaktadır. Denizcilik Şirketleri bu düzenleyici değişikliklerle başa çıkarken, emisyonları azaltma ve AB ETS gerekliliklerine uyum sağlama çabalarında dikkatli olmalı, böylece denizcilik sektörü ve ötesi için sürdürülebilir ve çevresel olarak sorumlu bir geleceğe katkıda bulunmalıdır.